30 Aralık 2009 Çarşamba

Kötü şeyler yaptım... artık ne desem nafile....

Karanlık tarafa doğru çekilirken an ve an bir yıl daha bitiyordu, ben 24 yaşında, aklımda "hayatın baharı nerdedir?" sorusunun eşlik ettiği bir dizi düşünceyle ben yorgun, tanımadığım tarafları keşfediyordum, içimdeki çocuğa her gün kötülük ederken "böyle olmak zorunda" diye kendime dersler verirken, bir yıl daha bitiyordu ve ben 24 yaşımda ve ben yorgun ve ben kötü.... ne bok yiyeceğimi bilemiyordum....

Gökyüzünde ay vardı bu akşam... Dolunaydan biraz eksik ve etrafında bulutlardan bir çember.... Tanrının gözü olsaydı kesinlikle böyle muazzam bir şey olurdu... Bir toz tanesi kendini şu dünyada ne kadar önemli zannederse kendimi o kadar önemli zannedermişim...

İnsanlar görmüşüm.... kendimden vazgeçip peşlerinden koşmuşum.... bilmemişim ki zamanı bol olanın değeri az olurmuş... Çokmuşlar ama hiç yokmuşlar.... İşler varmış, gidişler varmış, mesafeler, yükümlülükler, kurtarılması gereken bir hayat varmış.... Ben birzamanlar bunları derken yokmuş ama şimdi kendileri yaşayınca varmış... Hayatmış bu.... Bilmiyorlarmış ki 5 dakika içinde perdeler kapanıyormuş....


Maskeler yapmışız sonra kendimize.... Yaşama yükümlülüğümüzü derinlere gömüp unutmuşuz ki aslında istesek de yaşayamayacağımızı hatırlayıp da üzülmeyelimmiş... Bakmazsan görmezmişsin, görmeyince de gönül katlanırmış, cahil kalan mutlu kalırmış... Bilginin güç olduğuna inanmışım.... Meğersem güç de sorumlulukmuş... Demoklesin kılıcını farkettiğimde meğersem pamuk ipliği kopmuş.... Şarabını içerken Dionisos'a gülmüşüm... Verdiği dersin alındığını farketmiş olacak ki o da kadehini bana kaldırmış....

Demokles bir süreliğine tahtını bana vermiş ve kılıcıyla tanışmama sadece 5 dakika kalmış..... Herkes bana bakıp da kılıcın sadece benim üzerimde salındığını sanmış ama kimse yukarı bakacak cesareti gösterememiş...

Son bir kadeh doldurmuşum da etrafı seyre koyulmuşum....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder